ipliğin iğneden geçtiği gibi
kalbinin darından geçmeye hazırım
dalgalara yenilip karaya vuran
o talihsiz balıkçı teknesi gibi
yüreğinin kıyısına vurup
kalbinde parçalanmaya hazırım
alabora düşüncelerin girdabında
sığınak edip yürek yurdunu
gözlerinden geçen bir hayalin içinde
görünmeye ve yüreğine örünmeye hazırım
pastel acıların kanvas tablosunda
yükü omuzlarına ağır gelen çocuk gibi
bakışlarına nakşolan acılara rağmen
hayata karşı tüm kavgalara
seni sebep göstermeye hazırım
mahalle duvarlarına yazılan tüm sloganlar
seni açıklamak için yazılıyor
kimin aşk’a nasıl aşık olduğu önemli değil
her yazılanda seni okumaya,
her aşkta seni yaşamaya hazırım
tığın örgüye verdiği şekil gibi
nakşolup yüreğinde örünmeye hazırım
on bin yıldır hayata tutunan
göbekli tepenin en tepesinde
gözlerimi kör eden toprakta
mayalanıp yeniden,
sana doğmaya hazırım
göğüme asılı yağmurun
cebele aşkla yağması gibi
kirpiklerime asıp silüetini
cemaline düşmeye,
seni aşkla eşmeye
ve beni sana deşmeye hazırım…