Duygular alabora, liman dağınık Dalgalar misali savurganım bu gece Girdap gibi dibe çekse de beni gözlerin Yosun gibi saracağım seni...
Zecir bir karanlık sızıyor içime Aklıma yuva yapmış tenha gelmelerin Ve hiç gitmemişçesine bu kekremsi his Uluorta sarıyor beni bensizliğime Güneşi göğsünde uyutan çöle inat Ayın...
gözlerimin buğusuna aralanıyor günüm kirpiklerimin ucunda lerze bir hüzün yüz sürdüğüm secdelerden yeni kalktım avuç içlerime üflediğim nefeslerimle yolunu aydınlatsın diye bir dua uçurdum, ulaştı mı?...
Dîvânı erzelime gözlerin şen değince Kanatlanır kuşlarım vahdetin şevki ile Zindanlar gelişinle aşkı gülşen olunca Yeniden ayaklanır bezmi elest şan ile Teni canbâz göğsüme yaslayınca hârını...
Akşamın şeminde meylenmiş beste gibi Bir saba makamıyla ezgiden dökülürsün Gönlümün teline mızrâbın ucu gibi Bir buse vurumuyla divânı hey eylersin Afâkın nâr-ı firâk çıkılmaz yokuş...
Mihrabım yüzün kıblegâhım gözlerin Şehâdet parmağımda galibi mülkiyetim Bu cihanın hanında bir zerrecik ülfetle Alnını öpüşümde duruyor tüm servetim Hayallerim hicivkâr arzular tığlı yama Aldırma dertgâhıma...
bir hayale konuşmanın ne demek olduğunu bilirim hayatımın yokluk gerçeği sensizliğim dilek ağacına düğümlenmiş kader bağım göğüme ipi salınmış uçurtmam kırk kez çırpılan kanat kırıklığı martıların...
Bu şiiri seni bekleme duvarlarından zapta geçiyorumKirpiklerimden dökülen mürekkeple not düşüyorumYanaklarım gönül vadisine giden bir nehir yoluDudaklarım tuzlu sel taşkınlarına yatak oluyor Zaman kavramını önemsemediğim bir...
ben seni unutacaktım ruhumu önüme çıkan ilk hendeğe atabilseydim üstünü toprakla örtecektim bedenimi ölü bir ceset gibi dolaştıracaktım anlamların yitirildiği duygunun zirvesinde anlamsızlığın dibini bulacaktım ben...