ellerimden düşüyor göğün kıyıları
yıldızlar çatlıyor,
parmak uçlarımda
kırık camlardan bir dünya
her dokunuşta kanıyor,
kızıl bir nehir akıyor içime
bu şehir,
çığlık çığlığa bir sessizlikle
sarılırken boynuma
bende kalan tek şey
tanıdık yabancılar ve
tuhaf, anlaşılmaz bir umut
yanılmışım yine
yollarımın adı yokmuş,
işte bundandır
bulamıyorum kendimi
hangi sokakta
kaybolduğumu unutalı
çok oldu
kalabalıkların ortasında
inceliği bir camdan
geçiyor bakışlarım
görünmezim
sessizim
karışığım
rengim belli değil
ve yağmur
hangi buluttan düştüğünü
unutmuş gibi iniyor üzerime
bir ev var içimde
kapısı açık
duvarları yıkık
içinde herkes var, kimse yok
buraya gelip gidenler
iz bırakmaz,
belki de bundandır
bir gün unutulacağımı
şimdiden bilmem
işte tam buradayım şimdi
yüzü belirsiz bir geleceğin
sessiz kıyısında,
karmakarışık bir kalbim var
yankı yapan boşluklarıyla,
kaybolup giden
bir şarkının son notalarıyla
ve evet,
inadına yaşıyorum hâlâ
bu kırık düşlerle,
tamir edilmemiş cümlelerle
çünkü biliyorum:
bazen en gerçek şiir
hiç yazılmamış,
en acıtan duygu
hiç yaşanmamış olandır.