küçük özlemleri attığım yürek kumbaramın
taştığını fark ettim
acılarda birikince göl olurmuş
özlem koktu odam
duvarları yosun duygulardan
yeşil aktı gözyaşlarım
terine banarak biriktirdiğim sevinçleri
gidişine zulaladığım üzüntülerde buldum
geceden üryan duygular
çarşaf, serilmekten istismar edilmiş
cinnet getiren duyguları saklıyor
beyin frekansımda boy aşan acılar
dudağımın kenarını dişlerinin arasına ezen
kanımın son damlasına kadar em
ki gözlerim yeniden yokluğunu görmesin
odamın cidar sessizliğine mastar çekerken
kendimden kaçıp, sana hicret ediyorum
farkettim ki…
sen olmayınca hiçbir açık kapanmıyor
can sızım, kalp ağrım azalmıyor
sen yokken…
yüreğimin direksiyonu sola,
nevrim terse dönüyor
üşüyorum soluma kadar
ve kısa devre bir akıma kapılıp
iki de bir tepem atıyor
sen yokken…
gökyüzü toprağa, toprak verdiğine küsüyor
anladım ki…
sen yokken, adım/tadım olmuyor…
Stockholm: 08.03.2018 Yerel saat: 22.00