kalbim kırık kürek
yarım kalmışlığın hikayesi
ve sarı baharın güzü düşüyor kente
geceleri çiy yağıyor vahalarıma
nemli duvarları sıvarken hasretin
dudaklarıma kundaklanıyor söylenmemiş ne varsa…
sökmeyen şafakların arefesinde
başlanmamış günün iftarını bekliyorum
ve içim titriyor bu sıralar
voltasında vurulduğum sensizliğin yankıları
arsız bir duygunun dümeninde beni sürüklüyor
nasibine çırpınan martılara yol olur gibi
limansız dalgalara dalıyor gönlümün güvertesi
amansız bir telaşla, zamansız kalkıyor gemiler
genzimde tuzlu su yanığı, kalbim kırık kürek
kadim sırrım, adı saklım…
cemalini yüzüme portre çizdiğim
ve avuç içlerimde beslediğim serçe duygum
biliyorum seni getiremeyecek
anlamını yitirmiş varlığımın beyhude çabası
olsun…
varsın boğsun beni yokluğun
her gece yeni bir düş peydahlayıp
şafaklar sökene, kuşlar yuvadan uçana dek
zülüflerini dar edip asarım yüreğimi