güne henüz başlarken,perdelerini örtüyorum ışığınbilirsin…gece düşlerimin önü açık yoluhayallerime direksiyon sallıyorumuzunları yaktım…düşlerimi sana,aşkı kalbime şarjör gibi sürüyorum ve ocak’ta pişen aş’k…mutfak tezgahında seni düşlerkenboynun nefeslerime denk...
Ruhumda cam kırıkları Çatlamış dudaklarım Ve kıyısında büyük hikâye Rıhtımda sus senfonisi Aslında öyle tozpembe değil Oradan göründüğü gibi hiç değil Hayatın kirli aynasında duruyor Duruyor...
Nasırlı ellerinde emek çatlakları Sırtından terler akıp iniyor Yüz hatlarında derin bir endişe Kim bilir? Maaşı naaşını kaldırmaya yetmez Sistematik zulmün çarkına düşmüş Modern köleliğe dişi...
Şafakları toplayıp bir bir gecelerimden Toprağın çatlamış dudaklarına su misali Damla damla düşerken hüznün koynundan Gözlerine düşmek vardı derin manalarla Çocuğun anne göğsüne başını bastırarak, Muhtaçlığını...
Kıvrım kıvrım yürüyüşünü marifet bilip Doğurmamış halinle övünerek Aklınca basma havanı Sosyetem… Biz doğurgan anaların delikanlı evlatlarıyız Sürünmüş kokularını Yarım metre boyunda topuklarla Kendini endamlı sanıp...
Eşhasım derin bir kuyuntuda bu gece Aşk nadir bir akkorla oturuyor ruhuma Yüreğim virajlarının en zorunda Dudaklarımın arasında eziyorum güzafımı Yine filhakika hallerimdeyim bu gece Sabahları...
Sen uykularındayken derin gecelerin Ben, bölük bölük uykuların nöbetindeyim Sen türlü rüyalarla sabahlara yürürken Ben, uyumamış gözlerle hüzünlerdeyim Sen efsun şafaklara açarken gözlerini Ben, kilitli kapıların...