salhanemde lirik bir ağıdı
boyundan ölçerken
zülfünün teliyle
kalbime dikiş attım
sandım ki…
kalbime dikersem gitmezsin
sonradan öğrendim
terzi söküğünü dikemezmiş
kaşının kemanına pergelleyip mahımı
serabına bir buse meltem sürdüm
meğer bahtım giriftliymiş
hince gelirmiş ayrılık…
yazgıma yuva yapmış yokluğun
farenjit bir aşkın
guatr’ı azmış gibi
özlemler yokluğunu sunuyor
bu gece esrik düşlerim
kendime yabancı
bir ben arıyor içim
bir ben ki…
kendimde bulamadığım
ah kırağı har sevgili…
bana en yakın, bana en uzak…
seni ufuk çizgisinde ararken
dudağında kinayeli bir gülüş
niteliksiz bahtıma çalım atıyor
ah içimin dikenli geveni…
bir martının ağzında
sırtından dövülen balık gibi
kirpiklerin olta atarken kalbime
ölü bir kuşun ağzında uyanıyorum
heyhat ki…
aşkın küreği kısa
ihtirasın yelkeni yüksek
ve şehvetin güvertesi geniş
gönül kalyonunda esir düşmüşüm
öldür beni! ha gayret…