Kalem sahibi ile iletişime geçin

Har-ı gece

Göz kapaklarımdan kalbime iğne gibi batan bir acı
Tarifsiz ve zulasında bir tek, aşkı olan adamım ben
Gecenin sessizliğinde yokluğuna çıldırmış
Yutkunurken kalp spazmı geçirir halde
Dört duvara anlamsızca kaşları çatılmışım ben

Gönül evimde sen kuşanan bir yangın
Dışarıdan gelen deli rüzgar, alevleri içime körüklüyor
Kirpiklerine sürme diye çektiğin aşk
Kaşının yayından fırlayan okla beni vuruyor
İnan bilemezsin…
Suretine bürünmüş bir ölüme gülümsüyorum

Dışarıdaki fırtınaya atsam kendimi diyorum
Rüzgarla karışık yağan kar altında dualarım
Dişlerimin gıcırtısında beynime çekilirken demir sürgüler
Alnımı çatlatan sinüzit, boğazımı acıtan guatr
Ve farenjit hallerle aşka yenik düşüyorum…

Şimdi yüreğinin doğa köşkünden geçiyorum
Karla kaplı yollara bırakıyorum heyecanlarımı
Sakallarıma düşen şiirler, dudağına inen parmağım
Seni yar diye tırnaklarımla içime kazırken
Fark etmeden canını acıtanmışım ben…

Her zorluğumda sığındığım kapıya varıyorum
Avuçlarıma alıp yorgun yüzümü, hak divana çıkıyorum
Semaları ezan duymamış diyarı gurbette
Sayısızca secde edip namazgahımda
Bu aşkı Allah’ın huzurunda hatmetmek istiyorum…

Ey ömrümün kabulü ve aşkı itirafım
Gecenin bu vaktinde…
Dilimde en keskin dua oldu yine adın
Hayatımın pınarından çağlarken sana gönlüm
Ekber-i sarayda dilerim kabul olsun dualarım
Bil artık…
Sen benim en sevdiğim dua’sın…

25.11.2018 – Vakt-i yenilgi saatinde…

YORUMLA

DEVAMINI OKU
Duygularınızı yorumlayın

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.