kirpiklerimin yokuşundan düşen yağmur taneleri gamzelerinin arkından gönlünün denizine aksa diyorum hicri takvimlerde eskimiş telmih zamanlardan miras olan bu hissin çağdaş duygusuyla uğurlarken gönlümün mayıs kuşlarını...
Ben seni severken nebatlar boyun eğer İç çeker toprağı örten bitkiler Heyecanlanır bastığım yerler Açılır arşın yedi kapısı Ben seni severken miracı yaşarım Zaman manasına ulaşır...
gün ışığına gecenin karanlığıyla dikiş atarken terzi çırağının parmağına batan iğne kalbime saplandı önceden duymuştum, terzinin iğnesi canını acıtmaz ve sevenin kalbine özlemek yük sayılmazmış insan...
Gönül dağı çehresinde, evriliyor yolların Heybet-i a’la olsan, aşılmaz vuslatların At kendini sırat’tan, belki öyle varırsın Kerbela’da can versen, sana konuşmaz ağzım… Kalbe sıkılan kurşun, tefekkürden...