oyalı yazmaya işlenen nakış gibi
nakşettim seni gönül perdesine
beyaz bir tuval gibi
serilmişken yüreğim, yüreğine
sevdiğim kadar etkiydin ömrüme
bu yüzden,
inandığım kadar vuruldum gitmelerine
canın sağolsun…
gidişinle meydana getirdiğin yıkımın
enkazına düştü yüreğim
ne kadar silkelensem,
temizlenmiyor ihanetle bulaşmış irin
bu yüzden, yüzümde toz bulutları
bağaşıklığı çökmüş bir aşkın,
migreni tutmuş haldeyim
acıların can bulduğu gönül coğrafyamda
sorma ne haldeyim
güven ve inancı şehit verdim
haberin olsun…
beynimde zikzak çizen düşüncelerin
ruhuma attığı ara dikişleri
kimse bilmez…
sermayesi yalan olanın,
aşkı talan ettiği noktadayım
unutmadıysan henüz…
yağmurdan önce boşluğa düşmek üzere olan
gözlerini topladığım yerdeyim
sen olma, ben senin yerine de bakarım
canın sağolsun…
avuçlarımın boşluğundan
hüzüne akıyor yüzüm
hayallerim kıraç,
ruhumda ayrılığın kırbacı
avuçlarımın arasına topladığım yüzümün
kıyısına açtığın çukurları dolduruyorum
göz ıslaklıklarımda güller açsın diye
dilerim gittiğin yerde mutlusun
öğrendim ki…
gidenin bıraktığı miras, kalana yük
kalbine yaptığım yatırımın karşılığı bu olsun
canın sağolsun…
Stockholm 19.03.2018