Benim adım Eylül!
Henüz sekiz yaşındayım
Başkentin küçük kızı ve tarihe dipnop düşüyor bedenim
Çocukların ölümle ödüllendirildiği yalanlara
Ölümüne kandım! sanırım Leyla’da öyle
Ve henüz çok küçük
Gülüşlerimize doyuramadan oynadığımız sokakları
Arkadaşlarımızı söbelemeden körebe olduk dünyaya
Ve vahşetin ellerinden sacede ruhlarımızı kurtardık
Mevsim vuslat, günlerden ölüm!
Bugün burada Leyla’yı gördüm
Ağrı dağından düşmüş gibiydi
Üzerinde bayramlıkları ve çok güzel bakıyordu
Ama karnı açtı anne!
Çocuklar bayram’da aç mı kalıyor anne?
Merak ettim…!
Acaba kaç metrelik kefene bizi sığdırdınız
Umarım fazla masraf çıkarmamışızdır
Çocukluğumuza yaşamayı çok gören kahrolası insanlığa
Temmuz sıcağında üşür mü insan
Üşüdüm anne! Leyla’da üşümüş
Ufacık bedenlerimizin düştüğü toprağın ağırlığı
Kırdı incecik kemiklerimizi
İnsan denen celladın elinden ölümü tatsak bile
Üzülmeyin anne, ruhlarımız gül bahçelerinde
Bizi boşverin artık, geriye kalan çocukları kurtarın…