Zapta geçiyorum
Bu şiiri seni bekleme duvarlarından zapta geçiyorum
Kirpiklerimden dökülen mürekkeple not düşüyorum
Yanaklarım gönül vadisine giden bir nehir yolu
Dudaklarım tuzlu sel taşkınlarına yatak oluyor
Zaman kavramını önemsemediğim bir halden geçiyorum
Omuzlarımın değil, kalbimin taşıdığı yükten yoruluyorum
Bakışlarında inşa ettiğim şehirler yokluğunu yaşıyor
İçimdeki yangınlara su taşıyor gözlerim
Ömrüme vuran aşkın en güzelinde tutuluyor aklım
Burnumun direğini sızlatan bir ağrıdan kaçar gibi
Dizginlerini koparmış deli bir tay misali
Göğsümün kafesinde dört nala koşuyor özlemin
Kalbimin peydahladığı aşk, sancılar doğuruyor
“Gönülden gönüle” varamıyor “yol gizli gizli”
Odamın duvarlarına çarpan yokluğunda kayboluyorum
Sana ulaşmayı denediğim tüm yollar sensizliğe çıkıyor
Bu şiiri iyi olasın diye huzur-i haktan zapta geçiyorum
Avuçlarımda Amin’le diye dualar biriktiriyorum
Yüzüm kıblegâhdan ve alnım secdelerden kalkmadan
Bir ses, bir nefes ve amin ol karış yakarışlarıma.
YORUMLA

SIIRLERIM
Bizim ellere
Deli bir poyraz esiyor yine
Kalk gidelim diyor bizim ellere
Dağların ardında sıralı hasret
Dizlerim gidelim bizim ellere
Ne dağlar aşıldı ne kaldı derman
Yâri şirin yazmış bu cana ferman
Dertlerim sıralı, sıralı kervan
Gönül kalk gidelim bizim ellere
Siyah bir rüyada gördüm yar seni
Beyazlar kuşanmış gelin gibiydin
Takılmış beline aldan bir kuşak
Bir deste gül ile yolda gibiydin
Vuruldum solumdan dedim ki eyvah
Saplandı bağrıma keskin bir mızrak
Yıkıldı aşk bağım, viran bağbanım
Gönül kalk gidelim bizim ellere
YORUMLA
SIIRLERIM
Savur öyle git
Kader tuzağına beni çeken yar
Cihana bedel derdim var benim
Ne yapsan yine de severim seni
Halimi hatırımı sorda öyle git
Şu gönül bahçemin derilmez gülü
Figanı bağrıma salıp duran yar
Ateş-i aşkına yanan gönlümü
Yönsüz rüzgarlara savur öyle git
Zâhiri bâtıni şan-ı devranım
Aşkın fermanını bana yazan yar
Yusufluk zindana düşmeden henüz
Züleyha şevkiyle öp de öyle git
Melanet hırkasını giydirip cana
Mecnun gibi beni çöle salan yar
Hakikat bahrinde derin yüzdürüp
Abdallar ağına düşür öyle git
Gönlümün ibadet, yurdu, mabedi
Keramet aklımı baştan alan yar
Mürşit kapısında dara çektirip
Ruhumu sinene defnet öyle git
YORUMLA
SIIRLERIM
Bülbül güle küser mi
Sevgi emek işidir
Seven gönül usanmaz
Yâri güzel olanın
Başı beladan çıkmaz
Bülbül güle küser mi
Gönül koyup gider mi
Yâri güzel olanın
Çilesi hiç biter mi
Gel temaşa edelim
Gönlüm sana darılmaz
Aşk mayası kederdir
Kedere küslük olmaz
Bülbül güle küser mi
Gönül koyup gider mi
Yâri güzel olanın
Çilesi hiç biter mi
YORUMLA
SIIRLERIM
Dem-i nâr
Kerpiç duvarın gölgesi yan durur
Altında kurulan düşler nâr olur
Küçelere su serpince bir güzel
Yiğidin gönlüne her dem nakşolur
Ormanlar içinde coşkun bir dere
Sular halay çeker yârin yüzünde
Ak gerdana dökülünce zülüfler
Dağlar horon tepse anlayamazsın
Altın tasta em olsa içemezsin
Yâr elinden sem içsen doyamazsın
Şu dünyanın servetini verseler
Bu aşkı gönülden sen silemezsin
Ekin biçsem harmanı kaldırmazsın
Sen bu aşkı kalburda elemezsin
Bir buselik ömür biçilse cana
Can vermekten kendini alamazsın
YORUMLA
SIIRLERIM
Turnam
Turnam haber götür yâre
Gönül koyup kırılmasın
El çekmiş de bu âlemden
Yol gözleyip yorulmasın
İki cihanlık bu handa
Döndüm baktım kâinata
Cümle insanlık uykuda
Aşka tabip aramasın
Turnam halim bildir yâre
Gönül derdine yok çare
Yüz çevirmiş de âleme
Gayrı beni aramasın
Aşk bahrinde ben gelincik
Zümredeki bir zerrecik
Bad-ı saba son nefesçik
Karıştığım bilinmesin
Turnam gidip yâre de ki
Fani olan değil baki
Cümle varda var eksiklik
Tam olanı göremedim
Hak ehline vara dursun
Aşk bahrine dalıp coşsun
Gülistanı yurt eyleyip
Gâhi konup gâhi uçsun
YORUMLA
SIIRLERIM
Yarelerim var
Şu garip halimi bir gören olmaz
Yandığım bilinir su döken olmaz
Kaderime böyle yazılmış vuslat
Bende bir insanım yarelerim var
Mektup yazdım varır mı yar yurduna
Hatır sayıp döner mi ki kuluna
Duydum turnam kanadını kırmışlar
Bende bir aşığın sitemleri var
Aşık vurur mızrabı sol tellerine
Bin bestelik hasret konar göğsüme
Garip başım koyup sinen üstüne
Sarılmaya muhtaç yaralarım var
Rahmeyleyip derdimi versem taşa
Parçalanıp tozla karışır arşa
Bin cemrelik düşsem dahi toprağa
Benim doğum yapmaz sancılarım var