Kalem sahibi ile iletişime geçin

Hayatın nalına mıhına çakan ustalar bile farkında değil…
Herkesin telaşla akıp gittiği yaşamın içinde kendine yittiğini nedense kabul etmez kimse.
Şimdi neresinden tutsam bu tutarsızlığın elimde kalacak bir şeyler oysa büyümek için çocukluğumu feda ettiğim bu değildi. Bıyıkları terlememiş toy bir delikanlı, dudaklarına al sürülmemiş genç bir kız olmak için yırtındık her birimiz ve bak işte büyüdük. Kim derdi ki bir gün kendimi yazacağımı, kim derdi ki yazdıkça herkesin içinde bir parça kendini bulacağını…

Burada kimlik yok….
Ölüler konuşmaz… Bugüne berdel ettiğim çocukluğum henüz altı yaşındayken bitti.
Bir bir yitirdiğim yıllara, tek tek kaybettiğim umutlara ve hatta ateşe verdiğim mevsimlerden saklayarak özümü, sözümü bir eza firakı ile nasırın demirinde dövmek için varım artık…
Bugün yeni bir başlangıç demekten yine uzak, yılların tekerrürü gibi tarihin çizdiği derin çukurlar ile bakıyorum aynaya… Neyi düşlesem teknesi alabora olmuş bir balıkçının yüzünü, lisanını kaybetmiş genç bir delikanlıyı ve yüz hatlarında yılların acıları birikmiş yorgun bir adamı görüyorum… Sırf bu yüzden öteliyorum ve erteliyorum ekmek arası misali gün arası sevinç beklentilerimi…

Okun ucu göğsümün kafenesine inse ne olur bu saatten sonra…
Tarihin sakladığı gerçekler ile birilerinin öne sürdüğü yalanlar arasında ne fark var? Doğru ile yanlışın yer değişmiş olması, mert ile namerdin algı değişikliği ile sunuluşu ve gerçeğin biraz yakınında olabilmek için bu kadar uğraşın gerektiği düzende şimdi nasıl yaşamalı çocuk? Neyle aklamalı çocuk kendini, sırların uluortada dolandığı düzende kime güvenmeli bilemedim…

Eniyisi sus çocuk…
Kalemine de sus vurulmadan çocukluğundan geçmiş gibi olmasa da vazgeçmiş gibi yap en azından…

YORUMLA

DEVAMINI OKU
Duygularınızı yorumlayın

Yorum ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.