SIIRLERIM
seni kendime, özüme yakıyorum
henüz olgunlaşmamış yüreğimin çiğindeyim
al, büyüt beni koynunda
tut elimden / kirpiklerime asılmış zifiri
keşfedilmemiş hayallerime koşuyorum
dumanlı başımda büğet bir sevda
sevk-i seferde çoban yıldızım
kayıp gidiyor avuçlarımdan zaman
büyüyorum
ah mendili dört köşe hanım ağam
yaldızlı örtüsünde saklı yüzü
ama ALLAH var, gözleri çakmak çakmak
tek bakışı göğsümün direğini yıkıyor
ve ardından alay eder gibi gidiyor
katran gecenin buğusuna düşüyorum
olgunlaşmamış heyecanlarım
karşılık bulmamış duygularla karışık
toy bir delikanlının tüm hallerine bürünüyorum
titrek dudaklarımın arasına dökülüyor adın
nasıl kavramam gerektiğini bilmeden
kendi düşlerimin ipinden düşüyorum
içim acıyor, kırılıyor sol yanım
saatler üç/beş çeyreğinde
firari uykularımın koynunda seni öpüyorum
alaycı tavrına inat gıyabında sevişiyorum
dudaklarımda adın, esrarkeş bir tavrın esiri yüreğim
zehir zemberek, kekremsi şarap tadında yokluğun
gecesi kör ve şafakları yetim memleketimin
mendili olmayan çocuklar gibi kolumla siliyorum gözyaşlarımı
dudağıma geçirip dişimi / kanatıyorum
sen yoksun,
içimde büyüyen yangınlarını körüklüyorum
şehvetle/ihtirasla dört duvar boyunca
seni kendime, özüme yakıyorum…
YORUMLA

SIIRLERIM
Nakş-ı dildâr
Kaldır nikabını vech’in göreyim
Gevher-i nârına düşüp yanayım
Şem-i ruhsarına bezm-i haline
Alıp can havliyle sardırır beni
Dökülmüş zülüfler örtmüş çehreyi
Saçılmış gerdana nakış benleri
Şarab-ı la’linde tatlı dilleri
Alıp aşk bahrine daldırır beni
Mushafta görülen ey bahri ayan
Aşığa zulmette münevver olan
Ab-ı zülâl ile gönül yurduna
Od’lara yandırıp kandiller beni
Cemali nurunda gönül gülşeni
Karartır âf-tâbı sâye misali
Safha-i gerdûna ey nakş-ı dildâr
Her ettiği sözde kandırır beni
YORUMLA
SIIRLERIM
Bizim ellere
Deli bir poyraz esiyor yine
Kalk gidelim diyor bizim ellere
Dağların ardında sıralı hasret
Dizlerim gidelim bizim ellere
Ne dağlar aşıldı ne kaldı derman
Yâri şirin yazmış bu cana ferman
Dertlerim dizilmiş sıralı kervan
Gönül kalk gidelim bizim ellere
Siyah bir rüyada gördüm yar seni
Beyazlar kuşanmış gelin gibiydin
Takılmış beline aldan bir kuşak
Bir deste gül ile yolda gibiydin
Vuruldum solumdan dedim ki eyvah
Saplandı bağrıma keskin bir mızrak
Yıkıldı aşk bağım, viran bağbanım
Gönül kalk gidelim bizim ellere
YORUMLA
SIIRLERIM
Savur öyle git
Kader tuzağına beni çeken yar
Cihana bedel derdim var benim
Ne yapsan yine de severim seni
Halimi hatırımı sorda öyle git
Şu gönül bahçemin derilmez gülü
Figanı bağrıma salıp duran yar
Ateş-i aşkına yanan gönlümü
Yönsüz rüzgarlara savur öyle git
Zâhiri bâtıni şan-ı devranım
Aşkın fermanını bana yazan yar
Yusufluk zindana düşmeden henüz
Züleyha şevkiyle öp de öyle git
Melanet hırkasını giydirip cana
Mecnun gibi beni çöle salan yar
Hakikat bahrinde derin yüzdürüp
Abdallar ağına düşür öyle git
Gönlümün ibadet, yurdu, mabedi
Keramet aklımı baştan alan yar
Mürşit kapısında dara çektirip
Ruhumu sinene defnet öyle git
YORUMLA
SIIRLERIM
Bülbül güle küser mi
Sevgi emek işidir
Seven gönül usanmaz
Yâri güzel olanın
Başı beladan çıkmaz
Bülbül güle küser mi
Gönül koyup gider mi
Yâri güzel olanın
Çilesi hiç biter mi
Gel temaşa edelim
Gönlüm sana darılmaz
Aşk mayası kederdir
Kedere küslük olmaz
Bülbül güle küser mi
Gönül koyup gider mi
Yâri güzel olanın
Çilesi hiç biter mi
YORUMLA
SIIRLERIM
Dem-i nâr
Kerpiç duvarın gölgesi yan durur
Altında kurulan düşler nâr olur
Küçelere su serpince bir güzel
Yiğidin gönlüne her dem nakşolur
Ormanlar içinde coşkun bir dere
Sular halay çeker yârin yüzünde
Ak gerdana dökülünce zülüfler
Dağlar horon tepse anlayamazsın
Altın tasta em olsa içemezsin
Yâr elinden sem içsen doyamazsın
Şu dünyanın servetini verseler
Bu aşkı gönülden sen silemezsin
Ekin biçsem harmanı kaldırmazsın
Sen bu aşkı kalburda elemezsin
Bir buselik ömür biçilse cana
Can vermekten kendini alamazsın
YORUMLA
SIIRLERIM
Turnam
Turnam haber götür yâre
Gönül koyup kırılmasın
El çekmiş de bu âlemden
Yol gözleyip yorulmasın
İki cihanlık bu handa
Döndüm baktım kâinata
Cümle insanlık uykuda
Aşka tabip aramasın
Turnam halim bildir yâre
Gönül derdine yok çare
Yüz çevirmiş de âleme
Gayrı beni aramasın
Aşk bahrinde ben gelincik
Zümredeki bir zerrecik
Bad-ı saba son nefesçik
Karıştığım bilinmesin
Turnam gidip yâre de ki
Fani olan değil baki
Cümle varda var eksiklik
Tam olanı göremedim
Hak ehline vara dursun
Aşk bahrine dalıp coşsun
Gülistanı yurt eyleyip
Gâhi konup gâhi uçsun