dilimin ucunda gidişine sövgüler duruyor
başını omzuma koyduğun günden beri
ruhum bedenime, varlığım cihana yük
aşk diye bana sunduğun tam da buydu
gözlerim normalinden çok daha puslu son günlerde
göğüm sitemkar, gün arası sevinçlerim yorgun
göğsümün kafesine inen balyoz kesiyor nefesimi
özlemin etkisi böyle keskin,
sevmenin bedeli bu kadar ağır mıydı
vakitsiz vedaya el salladığından beri
ne zaman biri hoşçakal diye el sallasa
aklıma veda edişin, dönülmez gidişin geliyor
gönül diyaframımda balans sorunu yaşıyorum
ve inan yalan değil,
ruhum bedenimden sıyrılmak istiyor
evin duvarları üzerime devrilmesin diye
sabahları çok daha erken çıkıyorum evden
yürüdüğümüz yolları da pas geçerek
artık arka mahalleyi dolanıyorum
bu yüzden otobüs durağımı da değiştirdim
akşamları gelirken de bir durak erken iniyorum
komşular yürümenin sağlığa iyi geldiğiden
yolu uzattığımı sanıyor
sen gittiğinden beri…
günaydın kahvesindeki molalarımı artık almıyorum
bu yüzden iş arkadaşlarım benimle daha az takılıyor
telefonuma hiç dokunmuyorum
ve mesajlarımı da kontrol etmiyorum
akşamları mesai bitimine dikkat etmediğim için
genelde daha uzun süre işte kalıyorum
bu yüzden patronum beni daha çok seviyor
içimde olan biteni kimseye belli etmemek için
herkese gülümsüyorum
bazen işe gidip gelirken
otobüste gördüğüm insanlara merhaba diyorum
herkes beni çok sempatik buluyor
ama ben ölüyorum, kimse bilmiyor…
Sekiz Nisan 2018