papaz’ın kızı, imam’ın oğlu
handan gecenin koynunda çiğdemler
uzakta bir serap, uzakta gözlerin
şafaklara uzanan bıçak sırtında duygular
aramıza ipince serilmiş sevdalık
yüzüme çizilmiş dairelerde gözlerin
yalnızlığıma düşmüş zümreler
yasak sevişmelerin kıyısında ellerimiz
ve hayta yürüyüşünde çocuklar
bir koşuşturmaca, telaş ve panik
saklı dünyamızın perdesi indi
flaş flaş flaş
erken doğum yaptı havadis
şehirde yaygara
papaz’ın kızı, imam’ın oğlu
iki dinde nikah düşmez
biri rahibe, diğeri müezzin
belediyeler aciz
şimdi hangi saray bu nikahı kıyar
günah çıkarmak için papaz’a
tövbe etmek için imam’a nasıl gidilir
oysa bilmezler
iki kitabın özü kadar aynıyız
fırat ile dicle, doğu ile batı ne fark eder
her dua’da aynı yöne açılmaz mı eller
ah kıyımda bir reyhan
mehtabın gözlerinden iner gölgeler
bir yanımda elif’in yalnızlığı üşürken
diğer yanda meryem’in gözyaşları
muhammed, isa aşkına
sorma kaç yaşındayım
şiir’in doğduğu toprakta saklı köklerim
ben ki falakayı, çarmıhı göze almışım
mahzenimde gölgesi saklı yüzlerin
avuçlarına düşmüşken ellerim bırakma
ah ne kadar güzel oluyor kaçamak
bilirim
arnavut kaldırımlarında başkadır aşk
ey yar-i rahman beni koynunda yaşat…