Etme, etme bulursun yaren-i na us Sersefil toprağın koynuna düşünce beden-i narin Sanmaki kaşın/ın keman/ı, nur-ul cemalin hüküm sürer Ektiğini biçer, yediğin her haltı kusacaksın Mahzenine...
Yüreğimde bir tını sessiz çığlık yareni Dudağımın kenarında ölü buse bahçesi Ahengine düğümlü, beynimin çapraz lifi Solumda ince sızı, gözlerimde karartı Tam porsiyon yalnızlık taze çıktım...
En çok hayallerimi sevdim ve seni bana taşıyan gözlerini Çocukluk hallerime kapıldıkça, tellere takılan uçurtmamı Büyüdükçe yokluğuna küçülen dünyamı Düşler denizinde sana taşıdığım umutlarımı sevdim Sevdim...
Sahibem; Boşlukta yükselen gölgelerde gördüm kendi cürümümü Gidişin Roma’nın yıkılışı sevgili Yüreğime zincirler vurulmuş köleler kadar çaresizim Önemi olmayan bir çıkış ararken yokluğuna Anladım ki ölüm...