Ey 4 bin 380 günün her birinde, aldığım her nefeste ve yaşadığım tüm bu zamana sığdıramadığım aziz sevgili; Şimdi hangi günde seni kutlamalı, kayıp giden hangi...
Secdeye varmayanın alnından öpme gönül Ey ağzım, dudağını damalı mühüre sürme Özü hak olmayan güçten sakın çekinme Senden ümit bekleyen, mazlumdan geçme gönül Dünyevi çıkara meyletmesin...
Gözlerine bunca yağmurları nasıl yükledin Hangi ara buluta karışıp cürüm işledin Eksi kırkı bulurken sol yanımda zemheri Güne doğmayan şafaklar, seni üşütmedi mi? Yüreğine bunca hasreti...
Çekilir dizlerim karnımın sığınağına Bükülür, kırılırım bir haziran’a Saatler zerdüşt, ellerimde bin asır Yoksun… AÅŸkın al rengine boyanır gözlerim… Sorma kaç zamandır neredesin diye Acıları çiÄŸnemeden...