saçlarından savrulan rüzgar ılık bir nefes gibi yalıyor yüzümü şehir koşturmacası telaşlar yalın ayak koşuyor ardından gül yaprağına saklı diken gibi ansız batımlar doğuyor gözlerime hemen...
cinas bir yalnızlığa kürek çekiyorum ellerimde kerpiçli duvar yorgunluğu omuzlarım tozdan kale dokunmayın, kan kusar avuçlarım düşünceler bezirgânbaşı duygular mendil kapmaca ve sek sek oynuyor yalnızlığım...
ne yapıyorsun dedi nisan ÅŸubat buzlarını, mart suyunda eritince yosun tutmuÅŸ kirpiklerimi siliyorum ya sen dedim utandı ve sustu mevsim… avucumdaki nasırları alıp kenara koyar mısın...
üzerimde hafta içinden kalma yorgunluk günlerden pazar belimde 15’lik nisan ruhum upuzun serilmiÅŸ döşeÄŸe omuzlarım yorgan atıyor pazar sporumun vazgeçilmezi olan saÄŸlıklı çene kaslarım için ağız...