çek tabureni eza… dem seninle vahdet demidir köhne balkonun tozunda ah meylenip vah silkelemeyeli ne çok zaman olmuş gam sızan geceleri karaya bağlayalım bu liman bizim,...
cidar sessizliğin soğukluğu betona serpilmiş göz ıslaklığım gönül kapımın yegane mazgalı süngüsü kalbime geçmiş bakışların içimin tutuşmuş harmanı biliyorum… bu feryat durduramayacak yokluğunu şahadet ederim ki…...
Mahbes duyguların taşkın nehirlerinde sürükleniyorum Çarpık insanlığın bıçak ağzında kesiliyor boğazım Kanım çekilip, damarlarım kuruyana dek direniyorum Avazımın yankılandığı sağır kulakları delene dek Biçare bakışlarımın arasında...
kurşun kalemin hırsla basılan kırık ucunun beş bölü dördüyüm… iki kere ikinin inatla beş ettiği bir vakitteyim ve yırtılmış bir yaprağın lirik ağıdında açılmış uçsuz bir...
Ey…! Ol ve öl emrinin sahibi Her şeyin bir hissi, kalbi vardır Benim de… Göz ıslaklığım çatlamış toprağını sulasın mı? Bil… Yedi ümmete denk bir helaka...
Mavi gök siyah çarşafa sarılıyor içimde Ruhumda palazlanıyor arsız acılar Yokluğuna ip atlıyor nicedir düşünceler Dudaklarım kanıyor yokluğunun diş darbelerinde Sen gidiyorsun… Öksüz bir çocuk gibi...