hey’cano…
aşkın ırmağından yol olurken
göğsüme çarpan dalgalar yükseliyor
ritmini tarif edemediğim bir dem’den
seni sevmenin ipine asıyorum heyecanlarımı
yazı olmayan soğuk bir ülkenin buzundan
yüreğinin sıcaklığına göç ediyorum
hey’cano…
keşfedilmeyi bekleyen coğrafyada
bildiğim tüm kıtaları unutuyorum
bir sen kalıyorsun aklımın naşi yanında…
hey’cano…
mavi ırmaklar akıyor göğsünün kafesinden
yüreğimin çölüne aşk doğuruyor sevinçten
topuklarımdan göğüs kafesime naklettiğin his
otuziki cesedi ağzımda diriltiyor
arsız duygular peydahlıyor bakışın
gözlerime sen arzulu bebek düşüyor
kundakta sevmişim hey’cano…
yangınlarını önüne katmış zamanın
zamir duruşunda çavuş…
hiciv haller taşıyor gecelerime…
şimdi gözlerimin belleğine düşen bu görüntü
istismar doğuran bu taciz edici manzara
aşkı cev’den geçirip yüreğime dikiş atıyor
hey’cano…
yokuşunda hayatın ve sen…
beni hangi ihtirasın ipinden geçirip
seni hangi arzunun içinde dikeyim…
ki sen bana en yakış’ansın…
Stokholm / 05.02.2019 yerel saat 15:30