aşka mevt olmuş yüreğimin meşkindeyim gözlerimin kıyısına çarpıyor saç tellerin hangi düşünceye yelken açsam, yollar sana çıkıyor ve hangi sevince uçursam uçurtmamı ipi sana dolanıyor sus...
toprağın suya hasret dudaklarına düştü cemali gölgesi cüssemden büyük, gözleri çakmaktan çakın misali bir ateş topu gibi yüreğime indi bakışı sonbahara yüz sürerken düşlerim sirruslardan kopan...
Kadehlerin dibini, bula bula kayboldum Yaşamın kederini, çeke çeke yoğruldum Uzun ince yolları, gide gide yoruldum Savruldu gönül evim, fecrimde aşk-ı hicaz Yalnızlar rıhtımında, iz süren...
Ruhumun nazarına yenik düştüğü Gözlerimin cemaline esrik vardığı Dünyalık emanetimi, emanet ettiğim Canımın canı, güllerin gül güzeli Neredesin? Neredesin ey acem sevgili… Beynime bahre bahre işleyen...
Merhaba sevgili, Merhaba gözleri mutluluk bakan yârim Sana da merhaba şehri sevdam Ve merhaba biriken tahassürlerim Yokluğuna sofra seriyorum can yârim Menü de ne var diye...
Şimdi sus, gülüşlerinde öğrendiğim susmalarıma kulak ver Pamuktan ipliğe bağlı yüreğime dokunursan kanarım Sevişlerime yüklediğin acıyı tırnaklarımla kazırken Gidişine yağan yağmurlar kadar hüzünlüyüm Gitme dedim, içimde...
su misali ince ince oydum günü/geceyi aramızda sıra dağlar, patikalar yürüdüm bir avcıya ceylan gibi boynumdan da vuruldum şakağımda gözlerin, yeniden hayat buldum beklemezdim kendimden böyle...
Sevda sarayına bağdaş kurmuş düşüncelerdeyim Ellerim, yüreğinin yamacında sevgili Ne geçmişin aksanında dilim, ne de duyguların dehlizinde beynim İmkânsızlığa demir atsa bile yüreğim, sendeyim Seviyorum seni...
Sustuk diye sevdadan mı vazgeçtik Sevenler sevdadan geçmez be gülüm Aşkın şerbetini içemediysek Mutluluk suyunda yıkanmadıysak Kim demiş ki gönül sevmedi canan Gel yüreğimdeki sana bak...