yokluğunun cinas yalnızlığıyla amadesi olduğum sevdanın harından galibi aşk fermanıyla makamı ekber huzurunda gönlüne yol oluyorum sevgili… bir seccadelik alnım, bir musallalık bedenim, bir de kalbimde...
Varsın kana bulansın gönül çehresi Dar-ul payitaht’da sallansa da can Sever siğnesine bağdaş kurmuş cananı Varsın sersinler ak postu zindana Şanlı bir sefere çıkar gibi kuşanır...
Şimdi sus, gülüşlerinde öğrendiğim susmalarıma kulak ver Pamuktan ipliğe bağlı yüreğime dokunursan kanarım Sevişlerime yüklediğin acıyı tırnaklarımla kazırken Gidişine yağan yağmurlar kadar hüzünlüyüm Gitme dedim, içimde...
şafaktan bir ayin gözlerimde gölgeleri yükselmiş zaman kavşağı omuzlarıma iniyor kasveti aşkın saçakları puslu günah yumağı şehvetine kızarmış güneşin yüzü saat oniki ekseninde birazda bulanık şavkım...
Sokak lambalarına gizlenmiş yüzler duruyor Yüksek topuk, mini eteklerine asılmış umut Tek bir celsede kirleniyor her gece Olan bitene duyarsızlığın yükseldiği Kaldırımlar boyu gölgeler Rujlu dudakların...