ardım sıra koşar mı sevincime yas tutan hüznüm yeniden boğazlar mı ayaklarımın bastığı yer küresinde avuçlarımın arasında kanatlanan dua ve dilsizliği bütün geçmişin secdelere sığdırdığım nazarlarımı...
Yaralarıma em bildiğim ne varsa, zehr olup kondu ömür soframa…
Sabahın seherinde Zülüf dökme yüzüne Zaten meylim sanadır Vurursun yüreğimden Yar gözün sürmeleme Kirpiğin ok eyleme Düştüm aşkına narına Gel...
Gezdim dünya atlasını Giydim aşkın libasını Yaşadım da alasını Bir sende var gül kokusu Hem bağ oldum hem de bağban...
Aşkın her tür sefasını Süredursun gönlün bugün Beni sana aratacak Elbet bulur seni bir gün Mevsim daim bahar olmaz Kış...
İncirler yaprak döktü Yaz bahar kışa döndü Sen gidende, yar gidende Bülbülüm güle küstü Ah gidende, vah gidende Güllerim açmaz...
Gök kubbenin atlasından Burçlar inmiş gerdanına Melekler libas giyinmiş Kandil tutar yar yoluna Yedi kapının birinden Uzandı tuttu elimden Şavkı...