kalabalık yorgunu omuzlarım
kirpas içinde yürürken caddeleri
tanımadık uğultular vuruyor kulaklarıma
beynimdeki gürültü ve ağrılı sancılarla
merdiven basamaklarına sıkışmış boşlukta
şiir yorgunluğunda keder demleniyor
saçakları aşktan yanık kirpiklerim
döküntüler içinde uzanıyor odama
acıları çift kat çekince duvarlarıma
avuçlarımdaki nasır oyuğu büyüyor
yüzümün çöl vadisinden yağıyor gözlerim
henüz anlamını kavrayamamış dünyaya
matarası hüzün dolu bir adamın
aklından sevdiği geçer
bağdaş kurup geceye çarşaf serince
kırk katından yük biner kalbine
içsel hikayenin gerçek yüzünü kimse görmez
çünkü ruhun ateşi duman çıkarmaz beyler
alt yapısı bozuk aşktan geçerken
çukura düşüp yüreği patlamayan yoktur
kalp kırılıp sus içinde kalsa da
yalan söylemeyin,
hepinizin üzerine gözyaşı sıçramıştır.